Tuesday, 24 October 2017

Kırda Neler Oluyor?

   

    akademiKent programının "Kırda Neler Oluyor?" başlıklı ikinci modülünün yürütücülüğünü sevgili Coşku Çelik ile birlikte yapıyoruz. Bu modül, uzun zamandır gündemimizin dışında kalan “tarım” ve “kır” konularını, günümüz kentleşme süreçleri ile ilişkili olarak yeniden gündemimize getirmeyi hedefliyor.
Neoliberal tarım politikaları “kır”ı nasıl dönüştürdü? Bugün kentleşme süreçlerini konuşurken değindiğimiz metalaşma, mülksüzleşme, proleterleşme gibi süreçler kırda nasıl gerçekleşiyor? Kırda yaşanan dönüşüm günümüz kentleşme süreçlerinin neresinde duruyor? Kır-kent ilişkisinde nasıl bir değişim yaşanıyor?
    Modül bu soruları Soma’daki madenci ailelerinin somut hikayeleri üzerinden düşünmeye ve kentleşme haritamızın dışında ıraktığımız bu coğrafyalara farklı bir açıdan yaklaşmaya davet ediyor.

Ne zaman ve nerede?
     Modül 28 Ekim 2017 Cumartesi günü, 11:00-16:00 arası, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nde

Katılım için ne yapmalıyım?
    Katılım için spo.org.tr adresinde de yer alan başvuru formunu doldurarak, 25 Ekim 2017 Çarşamba günü saat 17'ye kadar  spoizmir@spo.org.tr adresine gönderebilirsiniz.

Monday, 16 October 2017

Şehircilik Okumaları: “Bildiğimiz Tarımın Sonu"




Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi her ay, bir kolaylaştırıcı eşliğinde bir kitabı tartışmak üzere "Şehircilik Okumaları" isimli bir buluşma gerçekleştiriyor. Şehircilik Okumaları‘nın beşincisine kolaylaştırıcı olarak katılacağım. Bu buluşmada Çağlar Keyder ve Zafer Yenal’ın “Bildiğimiz Tarımın Sonu: Küresel İktidar ve Köylülük” isimli kitabı üzerinden tartışmalar yürüteceğiz. 

Artık 'kentleşmiş' bir dünyada yaşıyoruz. Birleşmiş Milletlere göre 2008 yılından bu yana dünya nüfusunun yarısından fazlası kentlerde yaşarken, 2050'de kentleşme oranının %70 olacağını tahmin ediliyor (Burdett ve Rode, 2006). O nedenle yaşadığımız çağın 'kentlerin çağı (urban age)' olduğu söyleniyor. Bu gelişmelere koşut olarak da uzunca bir süredir araştırmaların odağında kentler var. Türkiye ekonomisinin inşaat ve gayrimenkul odaklı büyümesi de dikkati tümüyle kent odaklı araştırma konularına kaydırdı. Bu gündem içinde “tarım” ve “kır”la ilgili konular pek de yer bulamadı. Bu kitap tartışma toplantısı, Keyder ve Yenal’ın kitabı üzerinden “tarım” ve “kır” konularını yeniden gündemimize getirmeyi hedefliyor.

Keyder ve Yenal’ın kitabının temel araştırma konusu “tarım sorunu” ve kırsal yapının dönüşümü. Yazarlar, tarım sorununu tarımsal üretimi ve üreticiyi odağına alarak ele alıyorlar. Tarımsal üretimin örgütlenme biçimi küçük üreticileri nasıl etkiledi? Küçük üreticilerin karşı karşıya oldukları sorunlar neler? Bu sorunlar "kır"ı nasıl dönüştürüyor? Bugün kentleşme süreçlerini konuşurken değindiğimiz metalaşma, mülksüzleşme, proleterleşme gibi süreçler kırda nasıl gerçekleşiyor? Kırda yaşanan dönüşüm kentleşme süreçlerinin neresinde duruyor? Kır-kent ilişkisinde nasıl bir değişim yaşanıyor?

Bu ve benzeri sorular etrafında yapacağımız tartışmaları, Keyder ve Yenal’ın farklı araştırmalara dayanan çalışmaları üzerinden yürütecek, bugüne ve geleceğe dair yeni sorulara da yanıt arayacağız. Köylü hareketleri, kentsel tarım, gıda toplulukları gibi yeni gelişmeler ne anlama geliyor? Başka bir tarımsal üretim örgütlenebilir mi?

Burdett, R. ve P. Rode (2006) The urban age project. R. Burdett and D. Sudjic (editörler), The Endless City, Phaidon: Londra.

19 Ekim 2017 18:30
Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi

Künye: Keyder, Ç. ve Yenal, Z. (2015) Bildiğimiz Tarımın Sonu: Küresel İktidar ve Köylülük”, İletişim Yayınları: İstanbul, 3. Baskı

Tuesday, 10 October 2017

Şehir Planlama Öğrencilerine Kent/Kentleşme Öğretmek


    Kent ve kentleşme şehir ve bölge planlama öğrencileri için kilit olgular. O nedenle, planlama öğrencilerini kent ve kentleşme ile ilgili farklı düşünme ve araştırma biçimleri konusunda donatmak şehir planlama müfredatının önemli bir ayağını oluşturuyor. 
    
    Ancak, planlama öğrencilerinin kent/kentleşme ile ilgili bugünün birçok yakıcı sorun ve sorularıyla karşılaşmalarına olanak verecek ve onları farklı yaklaşım biçimleri konusunda donatacak bir ders kurgulamak ve yürütmek o kadar da kolay değil. Bu zorluklar nasıl aşılabilir? Bu yazının amacı, bu kaygıda ortaklaşan genç akademisyen arkadaşlarımla kendi deneyimimi paylaşmak.

    Bu deneyimi, üniversitede akademisyen olarak bulunduğum dönemde lisans üstü düzeyde verilen zorunlu derslerden biri olan Kent Kuramı dersine referansla aktarmaya çalışacağım. Dersin 3 temel amacı vardı:

-  kentler ve kentlerde değişimi yaratan temel süreçlerle ilgili eleştirel bir bilimsel kavrayış oluşturmak
kentler ve kentleşme süreçleri konusunda farklı kuramsal ve kavramsal yaklaşımları tanıtmak
-  kavramsal ve kuramsal tartışmalarla uygulama ve deneyim arasındaki bağı kuvvetlendirmek 
    Bu amaçla dersi pek çok güncel tartışmayı gündeme getirecek şekilde kurguladım. Ancak dersi etkili bir şekilde yürütmek, öğrenenleri sürecin bir parçası yapacak farklı yöntemleri biraraya getirmeyi gerekli kıldı.
    Bu yöntemlerden ilki, öğrenenlerin öncülüğünde yürütülen etkileşimli atölyeler oldu. Bu atölyeler öğrenenleri derse hazırlıklı gelmeleri ve sınıfta bir konuşma/fikir alışverişi yapma ortamını yaratmaları konusunda motive etti. Bu sayede de kısa sürede bir sınıf dinamiği gelişebildi. Atölyeler, öğrenenlerin tartışılan konuyla ilişkili temel kavramları post-it’lere yazarak panoya astıkları bir süreçle başladı. Yazılan kavramların birbirleriyle ilişkisini ortaya koyan tartışmalarla, ilişkili kavramlar gruplanarak alt başlıklar ve başlıklar oluşturuldu. Bu sürecin sonunda tüm sınıfın kolektif olarak ürettiği bir zihin haritası ortaya çıktı.
    Her öğrenen, takip eden hafta, kolektif olarak üretilen zihin haritasının kısa bir hikayesini yazarak teslim etti. Kısa hikayeler, öğrenenleri atölyeler sırasında tartışılan farklı konuları ve bunların birbiriyle ilişkisini sistematik bir biçimde anlatmaya teşvik ederken, kentsel bir sorunu kuramsal tartışmalardan ve kavramlardan beslenerek yorumlama becerilerinin gelişmesine de katkı yaptı.
   Derste kullandığım yöntemlerden bir diğeri de alan gezileri idi. Bu geziler, derste gündeme getirdilen konunun kentsel bir alanda gözlenmesi, mekansal örüntülerin izlenmesi ve çözümlenmesi amacıyla düzenlendi. Öğrenenler alan gezisinde topladıkları bilgileri fotoğraflar, grafikler, eskizler ve haritalar kullanarak görselleştirdikleri, ilgili hafta yürütülen tartışmalarla ilişkili olarak çözümledikleri, ve izleyiciye net bir mesaj verecek şekilde sentezledikleri posterler hazırlayarak sözlü sunuş yaptılar.
    Sınıf içi grup dinamiğini geliştirmek ve öğrenenleri belirli bir konu ile ilgili alışılagelen/yaygın bakış açılarını sorgulamaya, bir konunun farklı boyutlarını gündeme getirmeye veya farklı yaklaşımları destekleyen ya da çürüten tartışmalar yapmaya teşvik etmek amacıyla ise münazara yöntemini kullandım. 

    Öğrenenlerin, ders boyunca neleri öğrenip neleri öğrenmediklerini ölçmek amacıyla üç farklı yöntem kullandım. Bunlardan biri, etkileşimli kent sınavı adını verdiğim quiz; diğeri ise, Tabu isimli oyundan esinlenerek hazırladığım kent tabusu oyunu oldu. Bu iki yöntem ders boyunca değinilen kavramların anlaşılıp anlaşılmadığını, soruları kuramsal tartışmalardan beslenerek yanıtlama becerisinin gelişip gelişmediğini ölçmeme yardımcı oldu. Bu amaca yönelik olarak kullandığım yöntemlerden bir diğeri de amatör kısa film çekimleri oldu. Feynman tekniği ile ilgili bir yazıdan esinlenerek kurguladığım bu yöntemde, öğrenenlerden, seçtikleri bir kavramı “sıradan” birisi ile diyaloğa girerek, onun anlayacağı dilde anlatmalarını, bu deneyimi 5 dakikalık bir video çekim yaparak sınıfla paylaşmalarını istedim. Başlangıçta çok kolay gibi görünen bu ödevin ciddi bir ön hazırlık gerektirdiğini süreç içinde keşfettiler. 

    Son olarak, öğrenenlerin ders boyunca geliştirdikleri bilgi ve becerilerini yazılı sınavla değerlendirdim. Yazılı sınav, kavramları anlama ve anlatma becerilerini, bir soruna kuramsal tartışmalardan beslenerek yanıt verme becerilerini ölçmeye yönelikti.

    Her ders gibi bu ders de, üniversitede hem öğrenen hem de akademisyen olarak bulunduğum süre boyunca edindiğim deneyimle kurgulandı. Ancak süreç içinde, öğrenenlerin gereksinimleri ve birlikte edindiğimiz deneyimlerle, birbirimizden öğrenerek değişti ve gelişti.
    Bugün üniversitelerde akademisyen olarak bulunan ve yakın gelecekte bulunacak olan genç akademisyen arkadaşımlarıma, kendi derslerini kurgularken yardımcı olabileceği düşüncesiyle kendi deneyimimi paylaşmak istedim. Bu konuda kendi yolunuzu bulmanıza yardımcı olacağına inandığım iki kaynağı da not edeyim:

Bain, K. (2004) What the best college teachers do? Harvard University Press: Cambridge, Massachusetts; London, England.

Bean, J.C. (2011) Engaging ideas: The professor’s guide to integrating writing, critical thinking, and active learning in the classroom, Jossey-Bass: San Francisco, CA.

Saturday, 7 October 2017

Kentler Sınırlarını Aşarken...Nereye?



   
    akademiKent programının "Kentler Sınırlarını Aşarken...Nereye?" başlıklı ilk modülünün yürütücülüğünü sevgili Emel Karakaya ile birlikte yapıyoruz. Bu modül, gündelik hayatımızda da hiç olmadığı kadar yer tutmaya başlayan “kent” ve “kentleşme” kavramlarını tartışmaya açarak, günümüz kentleşmesinin yeni dinamiklerini gündeme getirmeyi hedefliyor.
     Günümüz kentleşme süreçleri geçmiş kentleşme süreçlerinden nasıl farklılaşıyor? Bu farklılıklar oluşurken, kentleşme ile ilgili kullandığımız kavramlar nasıl değişiyor? Kentlerin sınırları kontrolsüz bir şekilde genişlerken banliyöleşme, saçaklanma, kentsel-kırsal bütünleşme gibi kavramlar bugünün kentleşmesini açıklamamıza yardımcı oluyor mu?
    Modül bu soruların yanıtlarını haritalar ve görseller yardımıyla keşfettirirken, katılımcılara günümüz kentleşme süreçlerini şemalar/görseller yardımı ile ifade etme becerisi kazandırmayı da hedefliyor.

Ne zaman ve nerede?
     Modül 14 Ekim 2017 Cumartesi günü, 11:00-16:00 arası, Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nde

Kimler katılabilir?    
    Bu modül, kent/kentleşme konularında okuyan, düşünen, araştırmalar yapan herkese açık. Modüle katılım ücretsiz olup, kontenjan 10 kişi ile sınırlı.

Katılım için ne yapmalıyım?
    Katılım için spo.org.tr adresinde de yer alan başvuru formunu doldurarak, 9 Ekim 2017 Pazartesi günü saat 17'ye kadar  spoizmir@spo.org.tr adresine göndermelisiniz.

Friday, 6 October 2017

akademiKent



Bu yaz heyecan verici şeyler oldu. Bazı kaygılarda ortaklaşan kent araştırmacıları bir araya geldik ve birlikte, kent ve kentleşme konularında yeni bakış açıları geliştirecek, yeni sonuçlar doğuracak farklı bir pratiğin içinde olmanın yollarını gösterecek bir program tasarladık: akademiKent.
akademiKent, kentlerin güncel sorunlarını gündeme getirecek şekilde tanımlanan modüllerden oluşan bir program. Modüller bu sorunlara mevcut ve yaygın yaklaşımların/söylemlerin sınırlılıklarını gündeme getirirken, katılımcıları yeni bilimsel yaklaşımlarla tanıştırmayı ve sorunlara yenilikçi çözümler geliştirerek fark yaratan pratiklere dikkat çekmeyi amaçlıyor. Böylece, başka bir yaşam alanı mümkün diyenlerle beraber bunu gerçekleştirebilmenin yollarını birlikte tartışmayı hedefliyor. 
akademiKent hangi soruları yanıtlamayı amaçlıyor?
Kentlerin ve kentlilerin karşı karşıya olduğu güncel sorunlar neler?
Bu sorunlar hangi kentlerde, kent parçalarında, nasıl gündeme geliyor?
Yaygın bilimsel ve mesleki yaklaşımlar bu sorunların çözümünde neden yeterli olamıyor? Sınırlılıkları neler?
Güncel kentsel sorunların çözümünde yeni gelişmekte olan yaklaşımlar ve fark yaratan pratikler neler? Bu pratiklere nasıl ve ne tür katkılar yapabilir?
akademiKent’in özgün yanı ne?
akademiKent’in özgün yanı, kentle/kentleşmeyle ilgili olgulara mevcut yaklaşımları/söylemleri eleştirel bir bakış açısıyla sorgulayan, kentsel sorunlara güncel ve farklı yaklaşımları araştıran, bilgiyi yenilikçi yöntemlerle paylaşmayı ve birlikte düşünmeyi/üretmeyi önemseyen araştırmacılarla, fark yaratan pratiklerin içinde yer alanları bir araya getiren bir program olması.
Programda yer alan modüller, gündemindeki konuyu bir/birkaç kent/kent parçasında örnekleyerek farklı yaklaşımları tartışacak şekilde kurgulanıyor. Her modül gündeme getirilen yeni yaklaşımları hayata geçirmenin yollarını tartışırken yaratıcı pratiklere başvuruyor ya da fark yaratan pratiklerin içinde yer alanların deneyimleri etrafında şekilleniyor.
akademiKent ne zaman, nerede, nasıl?

Program 14 Ekim 2017'de "Kentler Sınırlarını Aşarken...Nereye?" başlıklı modül ile başlıyor.
Yer: Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi
Zaman: 11:00-16:00 (11:00-13:00, 14:00-16:00)
Nasıl: Modüllere katılım ücretsiz olup, katılım modüllerin etkili yürütülebileceği kişi sayısı ile sınırlı olacağından, başvuru formu doldurularak kayıt yaptırılması gerekiyor.




Thursday, 5 October 2017

A Short History of "The Land of Mine" // Blog'a Yeni bir Soluk

This blog was created in 2013 as an on-site summer course blog. The summer course was undertaken in Zonguldak, serving as an urban laboratory to observe context-specific aspects of urban shrinkage and throw into sharp relief the phenomenon of urban shrinkage in urban planning curriculum in Turkey.

Since then I've been involved in international research projects on urban shrinkage, Zonguldak being a case study in the most recent one; and my teaching activities continue out of the university's institutional setting.

So I decided to breathe new life into the blog and turn it into a place for highlighting my research, teaching and other activities to reach out to an audience beyond academia. I also aim to use the blog to share information about and discuss important contemporary issues in the fields of economic geography, urban geography, and planning which are my principle areas of research and teaching.

Hence the "Land of Mine" is both a reference to Zonguldak-a land of coal mining-which laid in the centre of posts shared earlier in this blog  and to the platform I aim to use to reach to a wider audience.

********

Bu blog 2013 yılında bir yaz stajı ve stajı takiben yürütücülüğünü yaptığım kent planlama stüdyolarının ders blogu olarak oluşturulmuştu. Zonguldak, bu çalışmalarda bir kent laboratuarı olarak yer almış, kentsel büzülme olgusunun Zonguldak bağlamında araştırılmasına ve kentsel kent planlama stüdyolarının gündemine taşınmasına aracı olmuştu. Blog'un ismi "iytefieldcoursezonguldak" idi.

Zaman içinde bazı gelişmeler oldu. Zonguldak, bir ERA-NET projesi çerçevesinde yürüttüğüm çalışmalarda laboratuar olmaya, ders verme faaliyetlerim ise üniversitenin kurumsal ortamının dışında devam ediyor. Bu gelişmeler, 2013 yılında oluşturduğum bu blogu yeniden düşünmeme vesile oldu. Böylece bloga yeni bir soluk getirmeye karar verdim.

Kurulduğunda blog playlaşımlarımın odağında yer alan Zonguldak'a da atıfla ismini "Land of Mine" olarak güncellediğim bu blogu bundan böyle hem kendi çalışmalarımla ilgili, hem de kendi ilgi alanlarım olan ekonomik coğrafya, kent coğrafyası ve planlama alanlarında gündeme gelen konularla ilgili paylaşımlarda bulunacağım, herkese açık bir platform olarak kurgulayacağım.